Ve biz de bir zamanlar böyleydik
Çocuklar, birer mucize hepsi. Çok klişe bir tanımlama, ama tek açıklaması bu gibi geliyor. Pırıl pırıllar, tertemizler, bomboş bir sayfa. Bir o kadar da önemli, nelerle, kimlerle, kimler tarafından sayfanın dolacağı… My Neighbor Totoro filminden. Pazar sabahı 3 yaşındaki yeğenimle birlikte ailecek dışarıda kahvaltı ederken, arka masadan minik bir misafir yaklaştı. Yaklaşık 2,5 yaşında bir kız çocuğu, hemcinsi olmayan yeğenimin sandalyesine doğru geldi, sonra birbirlerine baktılar. Yüz yüze, yakından incelediler yüz hatlarını. Gözler tertemiz ve ilk soru: - Senin adın ne? -Peki, senin ki? Ve orada, o soru ve o bakışla kuruldu arkadaşlık. Küçücük bir el, kocaman bir sevgiyle dokundu yeğenimin sırtına, hiç çekinmeden ve takılmaya başladılar bir arada. Kahkahalar, çığlıklar, atışmalar, beraber resim boyama falan derken, tüm masa hayranlıkla, şaşkınlıkla bu iki çocuğu izledik. Ben çok imrendim. İçtenliklerine, açık kalpliliklerine, cesaretlerine. Ufacık bir art niy