Burkulmuş hassasiyet

Sağlık ne kadar önemli. Bu her gün, her an söylenen bir cümle. Gerçekte ne kadar uygulanıyor? Aslında başına bir şey gelmeden uygulanmayan bir konu bence sağlığa özen, hassasiyet göstermek. Hassasiyet ne kadar önemli. Bir an durup, yaşadığının gerçekten farkına vararak, aslında o kadar da kendine iddia ettiğin kadar farkında olmadığını anlayarak, sağlığın öylesine dergi sayfalarında yer alan bir konu olmadığını hatıralayarak gele gele konu her zaman gelmesi gereken noktaya geldi bugün benim için. Hassasiyet. Godfrey Devereux notlarımı karıştırmak istedim, “sadece Patanjali dedi diye değil, hayatın temeli hassasiyettir” demiş, öyle yazmışım.




Derslerde her zaman hatırlattığım bir cümle, “lütfen bedeninizi dinleyin ve hassas olun, nazik davranın”. Bileğimi burkmam problem değil, olabilir. Ama sonrasında doktora gitmeyi geciktirmem yine bir hassasiyet eksikliği. Yoga yaparken değil, tenis oynarken sol bileğimi burkttum. Çok hafif bir burkulma diye düşündüm ve buz koy, krem sür, biraz dinlendir diyerek geçer sandım. Biraz iyileşir gibi olurken, dün yoğun bir günün ardından artık kolayca iyileşemeceğini anlamaya başladım. Ben yeterince özen göstermesem de, istediği özeni almayı bildi bileğim.


Sen bir şeye hassas olmayınca, o şey her neyse sana hassas olman gerektiğini öyle ya da böyle hatırlatıyor. Verdiğimiz tepkiler ve etkileri denilen buymuş, bir kez daha anlıyorum. Kişilerle olan ilişkimizde, doğayla olan ilişkimizde, her türlü ilişkimizde hassasiyet var. Ama ilk başladığı yer, sanki insanın kendisi. Kendine karşı duyarlı olmayı öğrenmelisin. Ne düşünüyorum, ne yapıyorum, ne hissediyorum. Sadece eylemler fiziksel değil, düşüncelerimizde, hislerimizde bile hassasiyet yer almalı sanki. Düşünceler bile bir eylem, ilk başta kendimize doğru akan.


Doktorun bana bağlar yırtıldıysa sol bacağı komple alçıya alması gerektiğini söyleyince hissettiklerim ayrı, MR çekilirken kulağımda garip gurup müzikler dinlerken düşündüklerim apayrıydı. Hastaneyi kim sever ki? Tüm hastanelerde yatan kişilere acil şifa diliyorum. Küçüklüğümde babamın yaşadığı rahatsızlıklardan dolayı sık gitmek zorunda kaldığım hastaneler, bende halen feci sevimsiz duygular oluşturuyor. Bugün yine öyle oldu. MR’ın sevimsiz seslerine karşı kulağıma dayadıkları anlamsız müzikleri yaklaşık yarım saat dinlemek zorunda kaldım. MR’a girmeden önce “eğer hareket ederseniz içeride, daha da uzun sürer” denmesi ekstra stresi ekledi burkulmuş bilekli bedenime.


Bir ayak burkulması insanı apayrı noktalara götürebiliyor ya da bir MR cihazı. Candan Erçetin’e bayılmam ama severim, onun bir şarkısı çalmaya başladı. Şarkının girişinden hangi parça olduğunu tam çıkaramadım, ama “Yalan” isimli şarkısı çıkarsa, “ölümden başkası yalan” sözlerini şu anda dinlemeye hiç meraklı olmadığımı düşünmeye başladım. Sonrasında çalan şarkının “Neden” olduğunu anladım ve yine sözler ağır geldi. “Neden yar neden, bilinmez acı çekmeden, neden yar neden görülmez günü gelmeden”. Neden böyle oluyor gerçekten? “Neden anlamaz insan yanındayken kıymetini,neden söylemez insan sevdiğine sevdiğini…” Öylesine dinlenebilen şarkı, o anda çok bir anlamlı geldi kulaklarıma. İnsanlık hali sanırım bu hal. Kıymet bilememe, ne kendinin ne sevdiklerinin.


Sakin kalmayı derin nefeslerle başardım, kalbimin atışını da sakinleştirdim nefeslerle. Neyseki uslu ve sakin durmayı başarınca yarım saatte bitti MR. Derin bir oh nefesini ise doktorun “yırtılmamış” yanıtıyla aldım. Kuş gibi sevinçten uçarak gittim ve bir süre giymem gereken bilekliği aldım. Bileği zorlamak yok, hassasiyetim dorukta olacak ona karşı. Elbette sırf o yetmez, çünkü ona hassas olayım derken sağa çok yüklenebiliyorum. Burada da dengeyi yakalayacağız. Öyle ya da böyle. Akıyoruz bir suda… Hastane ve stres dolu günün ardından, iki akşam dersi vererek Çarşamba gününü tamamladım. Dengenin bir başka hali tartışmasız bu.


Yaz diye durmuyoruz, yoga yapmaya devam ediyoruz. Sadece yoga için gittiğiniz stüdyoda değil, evinizde de uygulama yapabilmek için düzenlenen Yoga Workshops@ Jiva "Kalp ve Kalça Açıcı Yoga Serileri" ile devam ediyor. Uygulama ile başlayıp, serilerdeki asanalar üzerinden tek tek geçerek kendi pratiğinizde kolaylık sağlayabilirsiniz. Cumartesi günü Jiva’da kalp açıcı seriler sevgili arkadaşım Devrim Öztürk’le beraber saat 15-18 arası gerçekleşecek. Pazar günü de benim workshopum var. Kasık/ kalça açıcı serilerle yakınlaşacağız, yine saat 15-18 arası. Daha fazla bilgi için: www.jiva.com.tr. Bekleriz!


Kendinize ve çevrenize karşı hassas davranacağınız güzel bir hafta diliyorum.


Namaste.


Yorumlar

  1. Hayat yalnızca bize verilen bir nefes iken bu nefesi aldığımız bedenimizi sağlıklı bir biçimde yaşam dediğimiz yolu adımlaya biliyorsak nekadar şanslıyız.Geçmiş olsun,kendinize iyi bakın,sevgiyle kalın...

    YanıtlaSil
  2. şansın tanımı bu bence de. teşekkür ediyorum, sevgiler.

    YanıtlaSil
  3. Arkadaşım meğer neler olmuş görüşmeyeli! Ciddi bir durum olmamasına çok sevindim. Bazen sağlığımızın kıymetini anlamak için bunu bize hatırlatan şeyler yaşamamız gerekebiliyor, ciddi olmasın önemli olan bu...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

İlk kez yoga dersine gideceklere tavsiyeler

108 sayısı...

Zora dayanmak