Dik durmanın zarafeti

Yolda yürürken, dolmuşta giderken, alışveriş yaparken şöyle bir etrafınıza bakın. Ya da o kadar başınızı döndürmeyin, aynanın karşısına geçin ve kendinize bakın. Nasıl duruyorsunuz?


Cinsiyet ayrımı yapmanın bir anlamı yok ama özellikle kadınlar daha bir kambur duruyor sanki... Yaş ayrımına hiç gerek yok; bazen 80 yaşındaki bir amca dimdik yolda yürürken, yanında geçen 20 yaşındaki bir kadın sırtının kamburluğu altında adımlarını atıyor. Yorgunluk, bezginlik, bilgisayar başında uzun süreli çalışmalar derken, dik durmak eski bir alışkanlık olup çıkıyor. Uzun süre kambur durmak ise, zamanla başka rahatsızlıklara, ciddi duruş bozukluklarına yol açıyor. Ben herkesi dik durmaya davet ediyorum:)

Öğrencilik hayatıyla beraber sürekli sıra başında oturmalar, üzerine eklenen masa başı işler arasında etkilenen omurgalardan biri de bana aitti. Duruşum yavaşça yer çekimine bıraktı kendini. Kapalı bir kalp bölgesi, düşük omuzlar... Yoga ile birlikte bedenimi, omurgamı yeniden canlandırmaya  başladım neyseki.

Yogaya başlayan kişiler, dik durmaya başlayınca ilk başta sırtlarında bir ağrı hissediyor. Ben de aynısını yaşadım. Bunun sebebi bedenin bu duruşa alışık olmaması. Sırt, karın, göğüs bölgesindeki kaslar yeterince güçlü olmadığından ve sürekli öne doğru kambur bir tavır sergilediğinden, beden alışık olmadığı bu dikliğe- canlılığa öncelikle direnebiliyor. 

Zamanla omurga bu duruşa alışıyor elbette. Egzersiz şart, özellikle yoga bunun için birebir. Bunun dışında yumuşacık koltukların üzerine oturup, iyice yastıkların arasına göçmek yerine, evde kitap okurken, tv izlerken sırtınızı üşütmeyecek şekilde duvara yaslayarak oturabilirsiniz. Duvar dik durmak için en büyük yardımcı. Yoga duruşlarını yaparken sınıfınızda ya da evinizde duvar kenarında çalışabilirsiniz. Çünkü normalde matınızda dururken dik durduğunuzu zannetseniz de ufak tefek eğilmeler gerçekleşebiliyor. Ama duvar buna asla izin vermiyor. Deneyin ve farkı görün.

Kendimde şunu fark ettim, insanın duruşu aslında ruhsal halinin birebir aynasıdır. Kambur duran kişiler, hayata karşı yorgun bir duruş sergiliyorlar. Omuzlara binen yorgunluk, göğsünüzün daha kapalı kalmasına neden oluyor. Bu durumda alınan nefesin kalitesi düşüyor, yeterince nefes ciğerlere dolmuyor. Nefes için hem göğüs kafesinin, hem de karın bölgesinde açıklık olması çok önemli. Omurgamız dik durduğu zaman, akciğerlere ve diyaframa nefes yayılabiliyor ve sağlıklı nefesler alıp vermek mümkün oluyor.

Başınızı hayata karşı eğmeyin, sırtınıza yük bindirmeyin. En azından varsa yükler, eğiklikler bunu uzun süre devam ettirmeyin. Kalbinizi açın hayata, omuzlarınızı hafifletin. Derin nefesler alın, bedeninizi nefesten mahrum bırakmayın. Bu sizin hayata sıcacık ve sevgi dolu bakmanızı sağlayacaktır. Ayrıca başınızın dik olması halinde, kendinize olan güveniniz artacaktır. Kambur duran biri istediği kadar bağırsın "benim kendime olan güvenim tam" diye. Duruşunuz içinizi yansıtacaktır.

Düzenli yoga yapmaya başladıktan sonra, kaslar& omurga uzadığı, esnediği için, duruşunuz düzeldiği için boyunuz eskisi nazaran 1-2 cm.' e kadar uzayabiliyor. Eğer cm olarak bir uzama olmasa bile, yanlış duruş düzeldiğinden dolayı kendi boyunuz meydana çıkıyor. İnsanlara hele hele kadınlara dik durmak o kadar çok yakışıyor ki. Aynanın karşısına geçin ve dik durup aradaki farka bakın. İfadenizin nasıl değiştiğine bakın. Dik durmanın zarafetini kendinizden eksik etmeyin...


Sevgiyle kalın.


Namaste.


















Yorumlar

  1. dik durmayı kendime hatırlatmam gerek!

    YanıtlaSil
  2. Benim de bu konuya ayrı bir önem göstermem gerekiyor çünkü mutfaklarda çalışırken de tezgah başında sürekli öne dorğu eğim vererek çalışıyoruz. Duvar olayını uygulamalıyım...

    YanıtlaSil
  3. Masa başı iş dedik, mutfak tezgahlarını unuttuk:) kesinlikle denemelisin! farkı sırtında hissedeceksin...

    YanıtlaSil
  4. Ben yoga yaptigim icin bu anlattiklarini cok iyi hatırladım Ece... Baska bir hatirlama yontemi de "Kalbim ip ile gökyüzüne bağlı"..bu düsünce beni hep mutlu eder, akışa izin vermek için dikleşirim hemen:)

    Namaste...

    YanıtlaSil
  5. Kalbim ip ile gökyüzüne bağlı cümlesini daha yogaya başlamamışken hep kendime uygulardım. Hatta ruhum iple gökyüzüne bağlı derdim ve kendi kendimi düşük ruh hallerimde motive ederdim. Harika bir hatırlatma oldu, en kısa zamanda beraber yoga yapalım derim ben:) Namaste.

    YanıtlaSil
  6. Merhaba ece,
    ayci´ye yaptigin bir yorum dikkatimi cekti ve sayfani buldum.
    Iyikide bulmusum:)Sanirim artik sabahlari kalkinca acacagim ilk sayfa burasi olacak.

    Sevgiler

    YanıtlaSil
  7. Merhabalar:)
    İyi ki yapmışım o yorumu o zaman! Bloguma dair duyduğum en güzel yorum bu sanırım, teşekkür ederim.
    Her günün çok güzel geçsin!
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
  8. canım ne iyi geldi benim gibi eğime eğilimli birisine bu yazı:)) sanırım her sabah hatırlamak için okumalıyım.
    Blogunu çok seviyorum, bana enerji veriyor,unuttuğum zaman hayata, evrene dair asıl önemli olanları anımsatıyor:)
    çok öpüyorum ececiğim ve teşekkür ediyorum:)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

İlk kez yoga dersine gideceklere tavsiyeler

108 sayısı...

Zora dayanmak