Annelik- Nefes- Özlem


Kendi kalp atışlarını dinlemek. Hayatımızda kaç kere yapıyoruz acaba? Geçenlerde aklıma geldi derste böyle bir cümle kurarken. Yılda kaç kere kalp atışlarımı dinliyorum? Toplam ömrümde ne kadar? Her gün, kulak veriyor muyum? Nasıl olsa atıyor, bir öyle bir böyle diyip çoğu zaman es geçiyorum belki de bu atışları… 

Geçtiğimiz hafta itibariyle, güzel bir yoğunluk vardı, önce Demet Sunar’ın hamilelik, annelik, doğum ve sonrasındaki döneme dair bir buluşma gerçekleşti. “İçindeki Anneyi Doğurmak” adı altında. Son birkaç yıldır katılma fırsatı yakaladığım tüm çalışmalarda, eğitimlerde, derslerde fark ediyorum da, anlattıklarını kendi deneyiminden aktaranlar ile, bir konu hakkında belki dünyanın en müthiş, en pahalı eğitimini alıp aktarmak arasında nasıl da bir uçurum oluyor. Demet Hoca, kendi deneyimlerini aktarırken, sadece gerçeklik vardı. Pembe bulutlar değil, annelik dönemindeki zorluklar, sabır, uykusuzluklar, kaygılar ve tüm bunların muhteşem bir hediye ile, dünyanın en güzel hediyesi sanırım bu duyguyu tadanlar için, bir bebekle taclandırılmasıyla dengelenmesi; annelik. Her şeyden önce, anne olarak zaten ihtiyaç duyulan gücün kişide mevcut olduğunun altını çizdi. Dışarıda değil, içeride var her bilgi. En iyisini aslında anne biliyor. Annelik öncesinde yoga yapmasının, hamilelik döneminde devam etmesinin, annelik konusunda ona ne kadar fayda sağladığını bizlerle paylaştı. 



Hemen ardından nefesle ilgili bir buluşma vardı, sevgili Elif Şandan Doygun
ile. İki gün boyunca, bir sürü nefes tekniği öğrendik. Nefes, yaşam demek ve her şey bir nefesle başlıyor, bir nefesle her şey değişiyor. Nasıl aldığımız önemli ama daha da çok doğru düzgün nefesi verebilmek. Hep almaya odaklıyız doğru nefesi, ama bir o kadar (hatta biraz daha fazla) doğru nefes vermeyi öğrenmenin önemi beynime kazındı birkez daha. Doğru nefes alıp vermeyi bilerek geliyoruz dünyaya, sonra bir şeyler oluyor, belki okula gitmeye başlıyor çocuk, belki başka stresli bir durum ve yavaş yavaş sığlaşıyor nefesler. Hele hele çocukken doğru nefesin korunması, özellikle ülkemizdeki anlamsız sınav karmaşası döneminde, ergenlere doğru nefesi öğretmek ne kadar da önemli. Hayati bir önem! Maalesef es geçiliyor ve bunun etkisi de tüm hayata yansıyor. Başarıya, mutluluğa, huzura, sağlığa. Bir workshoptan çok, kısa bir eğitim gibiydi benim için bu buluşma. Antalya’dan gelen eğitmen arkadaşıma bir kez daha teşekkürler. Çalışmaya katılan bir dostum Elif için, “Bir peri kızından nefes almayı öğrendim” demiş, gerçekten de öyleydi. 


Ve dün, yaklaşık 2,5 yıldır görmediğim hocam ile sarıldık tekrar birbirimize. Bana kurduğu her cümle altın değerinde olan Özlem Liz Vardan ile buluştuk Baraka’da. Buluşmaya ilk kez gelenler de vardı, onu benim kadar özlemiş olan diğer öğrencileri de. Ne yazsam boş, gerçekten duygularımı anlatamam. Dün de anlatamadım, ona ders sonunda teşekkür ederken kelimeler dizildi boğazıma, gözlerimden döküldü sözlerim. Hayalini kurduğum bir yerde, hayalini kurduğum eylemlerde bulunma cesaretini kendisinden aldım. Zorlandığım anlarda, “Nasıl yapacağım bilmiyorum?” diye sorarken sadece bana verdiği en büyük öğüt: “Kalbinle yapacaksın Ece”, oldu. Ve gerçekten öyle de oldu, ne zaman unutsam, kendimi çaresiz hissetsem bu cümleyi hatırlıyorum. Ve geçen birkaç yılın ardından, şunu biliyorum, bir şeyi seviyorsam, yapmak istiyorsam, çalışırsam, sabredersem, bunu her zaman her yerde yapabilirim. Öyle ya da böyle. Ebatı, tarihi, süresi değişebilir, ama bir yerden ulaşabilirim istediğime. Sonsuz teşekkür önce hayata, benim için hep ışık olan Özlem Liz Vardan’a ve yanımdaki tüm güzel insanlara.


13-16 Haziran'da Kazdağları'nda gerçekleşecek Yoga ve Meditasyon Kamp'ıyla ilgili detaylar için tıklayabilirsiniz.

Güzel bir hafta olsun herkese.
Namaste.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İlk kez yoga dersine gideceklere tavsiyeler

108 sayısı...

Zora dayanmak